13 Mayıs 2013 Pazartesi

Ölmek Bir Sanattı, Onu Reyhanlı'da Vurdular...

Küçükken "bom" diye bir oyun vardı, hayal meyal hatırlarım, içeriğini değil de, oyunun bir yerinde "bom" dediğimi hatırlarım hayal meyal...yani "bom" mutluluktu çocuklar için...Eğlenirdik biz oyun oynarken, gülerdik, yansak bile, oyundan çıkmak sadece bir süre acı verirdi, bilirdik az sonra yeniden oynamaya başlayacağımızı...

Şimdiki çocuklar bilmeyecek bu oyunu, çünkü 11 Mayıs'ta katlettiler bu oyunun en güzel kelimesinin anlamını...Atılan iki bombayla, 144'den fazla can, bir daha oyuna hiç katılmamak üzere oyundan atıldılar... Onlar hiçbir zaman "bom" demenin güzelliğini bilemeyecek, ve hiçbir zaman, oyun oynamanın tadına varamayacak hayatla...

Onlar için "bom", kulaklarını sağır edecek bir gürültünün ilk heceleri olacak, gerisi, sessizlik veya karanlık...muhtemelen...henüz ölmedim, bilemiyorum ne hissettiklerini, sadece anlamaya çalışabiliyorum kilometrelerce uzaktan sıcacık evimden... Biraz şanslı olanlar için, "bom", sevdiklerini hayatlarından, oynadıkları oyundan hiç izinlerini almadan, ve hatta muhtemelen en beklemedikleri anda, oyunun en güzel yerinde çekip alan bombanın ilk üç harfi olacak sonsuza dek... eğer onlar için sonsuz henüz uzaktaysa tabi...

Ölmek bir sanattır aslında; öyle iki bombayla, üç beş el silahla olmaz o iş...O kadar ucuz değildir, olmamalıdır...Yaşamak sanatının son perdesidir ölüm; ince ince ördüğünüz, her yeni gün bir kanaviçe edasıyla işlediğiniz elişidir hayat...hangi müzikte, hangi ritimde, hangi temada yaşayacağınıza kaderin ışığında kendi seçimlerinizle yön verdiğiniz...Ölecekse, ustalıkla yaşayıp ölebilmeli insan. Öyle ki, ardından sadece güzel sözler edilmeli, sadece iyi anılar kalmalı defterinde...Çünkü ölmek, artık nefes almadığında değil, yalnızca unutulduğunda olur...Çünkü ölmek, yaşamak sanatının en görkemli koreografisidir...Yalnızca bir kez bis yaparsın bu gösteride, ve senden geriye kalanlar, izleridir sanatının... En yalnız ölen insan bile, bir yaşam bırakmıştır ardında çünkü...Sahip olduğu hiçbir maddi gerçekliği olmasa da, duyguları vardır her insanın...ve en büyük sanattır aslında duygular...

Sonra efendim, benim ülkemde Başbakan'ım geceleri bir tv kanalına çıkar ve böyle afilli afilli konuşur; iman der, hak der, hukuk der, adalet der, benim vicdanım der, boynumun borcu der, der de der... Eh henüz konuşmayı öldürmediler tabi...

O iş öyle olmuyor be canım.

"Bom".... 100 küsur ölü, yaralı, gözyaşı... Elimizde kalan sadece bu şimdi... Çünkü...

Ölmek bir sanattı bu hayatta, 11 Mayıs'ta onu Reyhanlı'da vurdular, izi toprağın al renginde, çocukların şeffaf gözyaşlarında, annelerin, babaların canından kopan canlarda kaldı...sen hala yaşamaktan bahsediyorsun...Yaşamak dediğin ruhunla olur, bazıları onu nerde unuttu ben onu merak ediyorum anca...

Gözyaşlarının rengi aynıdır, onu hiçbir parayla, hiçbir makamla, ve hiçbir güçle boyayamazsın. Hala anlayamadın mı adam?

13 Mayıs 2013