25 Aralık 2013 Çarşamba

Sevgili Noel Baba...

Küçük çocuklar Noel Baba'ya inanır...Çünkü, küçük çocuklar, yaşama inanır... Hayatın içinde insanların kirletmek için uğraştığı ne varsa, işte küçük çocuklar onların hepsine birden inanır! :)

Çünkü, partilerin güç savaşlarıyla kirlettiği, kapitalizmin parayla tükettiği, tüketimin hep daha fazla "ben" mottosuyle bencilleştirdiği insanoğlu, yalnızca çocukken bir yaşam yaratabilecek, ve yarattığı o yaşama inanabilecek kadar masumdur.

Her bir yıl, birşeyler alır götürür çocuklardan...Her bir yıl, büyüdüğünü sanan ruhları yaşlandırır, en canlı yaşayan çocukları da eksiltir adeta...Her bir yıl hayallerinden çalar çoğunun ve yüzlerine tokat gibi çarpar büyüklerin "yaşam" dediği tek düzeleştirilmiş bir perdelik oyunu.

Oyun oynamayı dünyanın en güzel gerçeği sanan çocuk, oynanan oyunların ortasına düşmeye başladığı zaman kaybetmeye başlar inandıklarını... Yıllara inanırken, inandıklarını yıllara kaptırır...

1800'ler... 1900'ler... 2000'ler... Yüzyıllar geçip giderken, yıllar ne ki insanoğlunun tükettiği parlak yaşamda?

Çocuklar... Onlar yaşamla büyürken, büyüdüğünü sanan çocuk ruhlu yetişkinler, her bir yıla inatla yepyeni heyecanlar saklar..  Hangisi daha büyüktür bu yaşamda, hangisi daha gerçektir, tartışılır... Çünkü yıllar değildir bir ruhu büyüten, yaşanmışlıklardır...ve aslında, en çok, en gerçek bir çocuk yaşar hayatı. Hesapsız, çıkarsız, plansız...Hayata, hayata rağmen inanarak...

2013... En derin kırgınlıkları, en büyük acıları, en zalim kavgaları, en acı kayıpları sakladın gene içinde... Her bir uyandığımız gün bize yeni bir sürpriz hazırladın. Ummadığımız büyükleri çaldın yaşamdan, ve ummadığımız direnişlerin tam ortasına attın hepimizi... Gencecik yürekleri bir mermiyle uyuttun günlerce aylarca, masum yüzleri dağıttın gaz bombaları, plastik mermilerle... Sen de, senin günlerinde yaşayan insanoğlunun inandıklarını bir bir sorgulattın, dağıttın, darma duman ettin yaşamlarımızı...

En olmazlarımızı oldurdun, en olurlarımızı çaldın bizlerden... Her birimizin suratına şeffaf bir ayna tutup kendimizle çatır çatır yüzleştirdin adeta... Kimin gerçek, kimin sahte olduğunu bir güzel ortaya çıkarttın... En yargıladıklarımızı gerçeğimiz, en gerçek sandıklarımızı ulaşılmazımız yaptın. En büyük korkularımızla başbaşa bırakıverdin bizi.

Dağıttın, parçaladın, ezdin geçtin...

Sonra arada bir çocuk ruhlu yanın baskın geldi içindeki şeytana... Araya güzellikler serpiştirdin ağzımıza bir parmak bal çalarcasına... İçinden geçip giden küçük çocuklardık sanki, minik elma şekerleri tutuşturdun arada ellerimize... Gülümsettin kısacık zamanlarda...

Yani kendince, kandırmaya çalıştın bizleri...2012 sonunda senin her bir gününe yürekten inanmaya hazır bizleri...

Şimdi geçip gitmene bu kadar az zaman varken, bayrağı teslim edeceğin 2014'e ne kadar inanmak isteriz insanlık olarak bilmiyorum. Ama insan, umut ölünce ölüyor esasen... Her birimiz, yaptığımız her hataya rağmen, hala Noel Baba'ya inanmak isteyecek kadar aciz kullarız aslında her bir gününde yaşamın...

Gönlümüzden geçenleri ona teslim edip, bacadan atılan hediyelerle hayallerimize kavuşmak isteyen minik çocuklardan hiç farkımız yok.  Sıcacık yüreklere sahip olmak istiyoruz, kimlerin kalbini soğuttuğumuzu bilmeden hiç.

Sevgili Noel Baba! Sen insanlığa hala ne kadar inanıyorsun bilmiyorum ama, biz sana hala inanan varlıklarız. Bu dünyanın içine etmekte, kendimizi temizlemeye çalışırken onu kirletmekte, barış diye yırtınırken savaşın göbeğinden kurtulamamakta, kapitalizme laf ederken hala onun tutsağı olmakta ve hep daha fazlasını istemekte, empati diye bir tarafımızı yırtarken başkasıyla bir gram iletişim kuramamakta, toplamaya çalışırken dağıtmakta, çevre kirliliği diye bağırırken ozon tabakasını delmekte, eşitlik çağrısı yaparken çocukları soğuktan öldürmekte ve açlık sınırını gittikçe düşürmekte, "Allah"ın adını ağzımızdan düşürmezken gün geçtikçe gerçekten insan olmanın vasıflarını unutmakta üzerimize olmasa da, biz hala sana ve küçük hediyelerine inanacak kadar umuda muhtaç varlıklarız.

Şimdi sen, bacadan içeriye her birimize bir tutam sevgi, biraz adalet, bir parça insanlık, bir çay kaşığı cesaret, bir ölçek mutluluk, bir tatlı kaşığı inanç, bir bardak huzur, bir demet dürüstlük at, olmaz mı? Biraz insanlıkla ısıt donmaya yüz tutmuş şöminelerimizi...Açı doyurabilecek tok gözlülük, evsizi ısıtabilecek sahiplenme duygusu, karanlığı aydınlatabilecek ışık, hataları örtebilecek sükunet ve erdem, yardım edebilecek kocaman yürekler nasip et....

Sevgili Noel Baba! Sözün özü, bize hala inanıyorsan, bir tutam yaşam at bacadan içeri, hayata!

Mutlu yıllar!!