İzmir bir şehir değil, yaşam tarzıdır cümlesinin hakkını veriyor bu
şehir…doğru…ayrıcalıktır İzmirli olmak…zamana inat değişmeyen bir
mutluluk vardır bu şehirde…huzur kokusu gelir esen meltemden…
bütünleşmiştir İzmir’de gecenin mavi rengi, palmiyelerin yeşili,
bulutların beyazı, günbatımının turuncusu….renklerin ahenkle dans
edişini andırır gündönümleri insana…
İzmirliysen, çiğdem yemesen de bilirsin gezindiğin sahilden gelen
kokunun ne olduğunu…mısır, çağla badem, hatta midyedir gecenin
garnitürleri… hayatın tozundan bunaldığında kendini bir attın mı
Karşıyaka sahiline, ne toz kalır, ne duman ruhunda… arınıverirsin tüm
negatiflerden, uçasın gelir gökyüzündeki beyaz martılar misali… öyle
uzak da değildir şehrin iki ucu birbirine, dünyanın öbür ucuna
gidiyormuşsun gibi gelmez insana…saatlerini tüketmez insanın, trafiğin
en yoğun olduğu saatlerde bile…dünyanın diğer ucu gibi hissetmezsin
karşı sahile baktığında… hele ışıklar bir yandı mı gecenin maviliğinde,
uzanıp dokunuverecekmişsin gibi gelir karşı evin penceresine…
“Ankara’da aşık olmak zor iki gözüm” der ya şarkı hani… aşık olmak da
öyle zor değildir İzmir’de… hatta çok kolaydır… sadece sevdiğine değil,
denizin dalgasına, palmiyenin gökyüzüne değiverecekmiş gibi duran
yapraklarına, uzanıp tutuvereceğini hissettiğin yıldızlara, oturduğun
evin balkonundan görünen manzaraya bile aşık olur insan… cilvelidir,
farklıdır İzmir kızları evet…ama bir kez sevdi mi, sevdiğine aittir
aldığı her nefeste… şifresini çözmek gerekir İzmir kızlarının, mücadele
isterler, aşk isterler, dürüst sevdalar isterler çünkü…evet zordur bu
şehrin kızlarını sevmek, zordur çünkü adam gibi severler sevdiklerini…
dostluk vardır bu şehrin havasında, suyunda… günün beklenmedik bir
anında, pijamalarınla oturduğun evden, tek bir telefonla Karşıyakadan
Kordon’a, icap ederse Balçova’ya ışınlanabileceğin dostluklar…kısadır
mesafeler köklü dostluklar için bu şehirde… gecenin üçünde gözyaşlarıyla
arayabileceğin türdendir…İzmir saklar sevdayı da, dostluğu da tam
merkezinde…Saat kulesinin tıktıkları geçen zamanın değil, şehrin kalp
atışının simgesidir bu şehirde…
Kaç yıl geçerse geçsin, demokrasinin kalesidir İzmir, ona göz
dikenlerin gözyaşını tanımaz, esip savurur uzaklara, çok uzaklara… sabah
uykusundan uyanıp meydanlara toplanır tüm şehir sahip olduğu en güzel
değerleri korumak adına….bunu bile öyle bir zerafetle yapar ki, şaşar
kalırsın bu şehrin büyüsüne…
Gül bahçeleri vardır yürüyüp geçtiğin yoldaki evlerin yarısından
fazlasında…bir zevktir gül kokusunu içine çekmek İzmirli için…bir de
yasemin kokusu eklenir araya çoğu zaman, çiçeklerin büyülü dünyasına
alıverir insanı… değişmezsin Kemeraltı’nda içtiğin Türk kahvesi’nin
keyfini başka şeye, geleceğini sunar kimine o bir fincan kahve yılların
eskitemediği sokaklarda…çay kokusu kaplar geceyi balkonlardan yayılan,
ve karışır huzur sesleriyle şehrin geceye çaldığı anlarda…yıllar
tüketemez fayton keyfini değişen nesillerin… anılar saklıdır bu şehrin
kanatları altında…sor 90′ına merdiven dayamış yaşlı bir nineye, anlatır
sana çocukluğundan kalan tüm anıları…
İzmir saklar kendine ait her şeyi yüreğinde…dedim ya, ayrıcalıktır
İzmirli olmak bu şehrin insanı için….nereye giderse gitsin, tüm yolları
İzmir’e bağlanır en sonunda…çıkmaz yol yoktur bu şehirde, her şeye bir
çözümü vardır, her yol denize çıkar, her yol umuda bağlanır… her yeni
güne uyanışta yeni bir cümle bulursun bu şehri anlatacak..”İzmir,
mucizeler şehrim”, ayışığında “İzmir”li olmak böyle birşey,güzel birşey…
Temmuz 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder